Çocuğun otobüste giderken icat ettiği oyunlardan, sokakta oyun oynarken annesinin çağırdığını duymayan çocuktan akışla ilgili neler öğrenebiliriz? “Akıyoruz hocam” ile Mihaly Csikszentmihalyi’nin tarif ettiği AKIŞ arasındaki fark nasıl bir şeydir? Zorlukla karşılaşmaya cesaret etmeden ve fırsatı görmeden akış neden mümkün olamaz? Zorluk eklemek ilişkileri nasıl dönüştürebilir? Peki biz deli miyiz zor hayatın içinde zorluk icat edelim?

Kendi özüyle iletişimi olmayan insanımız neden kendini iyi hissetmez? Bilincin kaosta olması ile bilincin düzenini yaratmak arasındaki farklar nelerdir? Ispanağı ya da baklayı başka türlü yemenin yolunu icat etmek kadar basit midir akış yaratmak? Ototelik aktivite ne demektir, bize neden aykırı gelir? Gelecekte bir fayda beklentisi olmadan bir aktiviteyi yapmak mümkün olabilir mi?